Kıbrıslı Türk şiirini biliyor muyuz?
KIBRIS her zaman sadece siyasal gündemimizde yer aldı. Onun kültürüyle, şiiriyle, Kıbrıslı düşünürlerle, Kıbrıslı şairlerle, yazarlarla ilgilenmedik. Hele o konuda Türkiye’de ayrıntılı, derinlikli bir yayın bir iki tane hariç yapılmadı.
Kıbrıs’ta başta Oğuz Karakartal olmak üzere, öğretim üyesi dostlarımın sayesinde, oranın edebiyatını, düşünce yaşamını öğrenmeye başladım, oradaki kitapçıları dolaşarak aldığım kitaplarla bilgilendim.
Benim bugün salık vereceğim kitap Günümüz Kıbrıslı Türk Şiirinden 20 Şair (*) adını taşıyor.
Hazırlayan, Fikret Demirağ.
Doğrusu bu seçki, önemli bir eksiğimizi gideriyor, siyasal ilişkimiz olan bir adanın şiirini tanıyoruz.
KIBRISLI TÜRK ŞİİRİNİN BELİRGİN ÖZELLİĞİ NEDİR?
Fikret Demirağ’ın seçkisinin başında Bir Adanın Türkçe Şiiri Üzerine... başlıklı yazısından bir bölümü okuyalım:
"Elimizdeki bugünkü veriler ışığında adada, 18. yüzyılda Osmanlı şiiri olarak başlayan; 20. yüzyılın önemli bir bölümünde Türk şiiri (merkezi bir on yıl geriden izleyen; onun bir parçası, taşrası) olarak süren, 1970’li yıllara girilirken ise kendi dil iklimini ve ’ada’sını oluşturmaya başlayarak ’Kıbrıslı Türk Şiiri’ olarak adlandırılan bu serüvenin aşağı yukarı 300 yıla yakın ve "üç kimlik" aşamalı bir geçmişi var. (...) Özellikle 1970’li yıllardan başlayarak, tematik çeşitliliğin yanında, dil-duyarlık ve söylem olarak, gerek Türkiye’de gerekse başka ülkelerde yazılan ’Türkçe’ şiirlerden farklılık göstermektedir ve bu farklılık, günden güne daha da belirginleşme yolunda. (...)
Doğu Akdeniz’in bu adacığında da, artık merkezden bağımsız, kendi ’ada’sını oluşturup dünya şiirine eklenmeye başlayan Türkçe bir şiir var!"
Alıntıyı biraz geniş tutmamın amacı, Kıbrıslı Türk Şiiri konusunda çok az bilgimiz olduğundandır.
Seçki’de tanıdığım, şiirlerini okuduğum birkaç ad var: Özker Yaşın, Taner Baybars, M. Kansu, Fikret Demirağ, Mehmet Yaşın, Neşe Yaşın.
Şiir seçkisini bitirdikten sonra, iyi bir şiir okuru, bir çok sorunun yanıtını arayacaktır. Bizim edebiyatımızdaki yeri nedir? Dünya şiiriyle ilişkisi konusunda ne söylenebilir? Adanın kendine özgü edebiyat anlayışının bize kattığı zenginlikler nelerdir? Farklı lezzetler, şiir dünyamızı geliştirir mi? Bunların cevabının en azından bir kısmını verebilecek bir çalışma.
* * *
SEÇKİ üzerine yazımı Mehmet Yaşın’ın Sokağımızın Masalı şiiriyle noktalıyorum:
SOKAĞIMIZIN MASALI
Sokağımızın adı,
"Şehit Ahmet Kaya Sokağı".
Önceki savaştan önce
"Şehit Hasan Hayrettin Sokağı"ydı.
Annemin dediğine göre,
"Şehit Hayati Çavuş Sokağı"ymış
ben daha doğmamışım o zaman.
Kimse anımsamıyor generalim
bizim sokağın adı neydi
şehit olmadan.