S.T.A.L.K.E.R.: Clear Sky

Başarılı ve potansiyel sahibi bir yapımın devamının gelmesi kadar doğal bir şey olmasa gerek. Geçtiğimiz sene piyasaya sürülen ve beklenmedik şekilde birçok kişinin saygısını kazanan Stalker: Shadow of Chernobyl’de bunlardan biriydi. Kusursuz bir yapım olmasa da, GSC Game World oyuncuya vermek istediklerinin bir çoğunu başarmıştı; yaşayan bir dünya, karakterin kendi içinde olan yalnızlığı ve facia sonrası ‘Zone’ ve barındırdığı tehlikelere karşı hayatta kalma mücadelesi. Şimdi işe Clear Sky adı altında, bir devam oyunu olmaktan çok olayların geçmişini anlatan, bunun yanında sahip olduğu potansiyeli sonuna kadar kullanmayı amaçlayan bir yapım söz konusu.

Yayımlanan son görüntülerde de gördüğünüz gibi hikayemiz bir araştırma ekibinin başından geçenler ile başlıyor. Karakterimiz Scar ve rehberi olduğu birkaç bilim adamı, Chernobyl faciası sonrası gerçekleşen esrarengiz patlamaları ve sonrasında oluşan etkileri incelemek için Zonu’u keşfe çıkarlar. Beklenmedik bir olay sonucunda, takımdaki tüm bilim adamları ölür fakat sadece Scar canlı olarak kurtulur. Oyuna ismini veren Clear Sky üssüne baygın olarak getirilen Scar’ın kendine gelmesinden sonra tanıdığımız ama geçmişi hiç de umduğumuz gibi olmayan Zone’a karşı gözlerimizi açarız. Genel olarak hikayenin temeli böyle bir konuya dayansa da, yapımcının bahsetmediği, özellikle ilk oyundan herkesin hatırlayacağı Strelok ile ilgili bazı bilinmeyen detayların açıklanacağı dedikodular arasında.

Clear Sky, hikayesinden çok oynanışa getirdiği yenilikler ve düzeltmeler ile ön plana çıkmayı planlıyor. Öncelikle anlatılanların geçmişi içermesi, ilk oyundan tanıdığımız birçok yeri ziyaret etme olanağı sağlayacak. Yapımın geçtiği alanların yarısını sıfırdan tasarlanmış, diğer yarısının ise Shadow of Chernobyl’den hatırladığımız mekanların geçmişteki halleri oluşturacak. Bunun sonucunda da tanıdığımız birçok yüz ile karşılaşma, hatta onların bilmediğimiz yönlerini öğrenme imkanına da sahip olacağız. Büyüklük olarak ilk oyundan aşağı kalmayacak olan Clear Sky’da, oyuncuları bazen çileden çıkaran ve dakikalarca süren yürüme seansları da Oblivion’dan hatırlayacağınız hızlı ulaşım sistemi ile ortadan kalkıyor. Eğer bu yöntemin oyunu kolaylaştırdığını düşünenlerdenseniz, bir Stalker’a gerekli ödemeyi yaparak, sizi en kısa ve tehlikesiz yoldan götürmesini isteyebilirsiniz.





Yukarıda da bahsettiğim gibi, tanıdığımız Zone’un geçmişi hiç de dost canlısı değil. Bunun aslında birçok nedeni var. İlk göze çarpan detay, gözle görülebilen anormalliklerin (anomalies) artık görünmez ve hareket edebilir bir şekilde Zone’a dağılmış olarak bulunmaları. Yol dışındaki hareket alanlarımızı hayli kısıtlayan bu etkenlerin tespiti ise iki şekilde yapılıyor. Biri, ilk oyundan hatırladığımız vida atarak, diğeri ise size bu anormalliklerin mesafesini gösteren bir çeşit algılayıcı. Tek elimizde tutarak kullandığımız (diğer elimizde çift el gerektirmeyen bir silah) bu cihaz sayesinde, hem tehlikelerin yerini algılayabilecek, hem de oyun boyunca en büyük dayanaklarımızdan biri olan Artifact’lerin yerlerini tespit edebileceğiz. Oyuncuya daha da fazla dikkatli olmayı zorunlu kılan yapımcılar, bunu pekiştirmek için yapay zekayı da neredeyse baştan yazıyorlar. Artık gece/gündüz olarak ayrı ayrı dolaşan gruplar, ilk oyundan aşağı kalmayacak şekilde çevresine adapte olan yaratıklar, gerektiğinde saklanarak (cover alarak), gerektiğinde ise bomba atarak sizi alt etmeye çalışan insanlar (Stalker’lar) görmek mümkün. Shadow of Chernobyl’den çok daha karanlık bir gece atmosferi yaşanacağını da hatırlatalım. (İlk oyundaki gece karanlığını isterseniz modlar ile daha da düşürmek mümkündü, artık gerek kalmayacak)